30 Kasım 2014 Pazar
yatakta resmen beni zevkten kıvrandırıyordu
Merhaba sikiş hikayeleri severler canlarım benim sizler için devamlı sikiş hikayeleri yazıyorum arkadaşlar ben cenk. 20 yaşindayım. Bundan 4 sene önceydi . dershanenin gezisine katılacaktım. Bu geziye can atmanın tek sebebi çocukluk arkadaşım hatta lise aşkım İsa nın da bu geziye katılması. Liseye başladığım ilk yıllarda erkeklere ilgi duymaya başladım. İsa da ilk aşkımdı. İsa uzun boylu, iri yapılı , yakışıklı bir arkadaştır. Beraber futbol okuluna giderken beraber soyunup giyiniyorduk. Ozamanlar saatlerce onu izlerdim. O dönemlerde fark ettim İsaya aşık olduğumu. Neyse biz geziden önce İsayla sözleştik aynı odada kalcaz diye. Ben de evde karar verdim o gece İsa ya açılacaktım. Ve o gece fırtınayı koparacaktım. Bunun verdiği heyecanla gidip valizimi hazırladım. Hususi o gece için aldığım mini etekleri , jartiyerlerimi, tangalarımı valize koydum. Akşam otobüse gittim ve yolculuk başladı. Kış yolculuğu yapacağımız için battaniyeleri örtünüp yola koyulduk. İsa yolculuk boyunca uyudu ben ise yolculuk boyunca alttan onu elledim. Uykusunda hissetmiş olacakkki sik bayrak direği gibi olmuştu. İsa uyandığında varmamıza az kalmıştı. Esnerken ayağa kalktı. Derken ani frenle yüzüm onun kurduğu çadıra çarptı. Çok heyecanlanmıştım. Gece olmuştu otele geldiğimizde. Oda da ikişer kişi kalabiyorduk. Fakat bizim odada yatak bir taneydi ve çift kişilikti. Otele girip yerleştikten sonra dışarı çıkıp geldik. Gece geç olmuştu isa ben banyo yapcam dedi. Yanımda soyunup yarıçıplak banyoya girdi. Bende önce kapı deliğinden baktım . sonra içimdeki garip dürtüye dayanamayıp vaktin geldiğine karar verdim. Soyunup tangamı , jartiyerimi ve mini eteğini giyip banyoya girecektim. Fakat İsa arkası dönük yıkaniyordu. Yani sikini görmedim. Yanımda vazelinde yoktu. Ama bunları umursamadan içeri daldım. Beni o şekilde görünce şaşkınlığını gizleyemedi. Elleriyle sikini kapattı. Üzerimde liseli kız eteği ve jartiyerim vardı. Sen neden böyle giyindin dedi. Dudaklarına yapışıp seni seviyorum dedim. Durumu anladı. Ellerini kalçalarıma attı. Yavaş yavaş okşadı. Onun sikini hissetdiğim an başımdan aşağı şimşek caktı. Korktuğum başıma geldi. Çünkü siki en az 22 santimdi ve benim sikimin iki katı kalındı. Telaş yaptığımı görünce beni öperek sakinleştirdi. Tuttu elimden içeri götürdü beni. Yatağa atıp baksırın önündeki delikten çıkardığı yarrağı ağzıma verdi. Vakumlayarak emdim.o Bayağı tecrübeliydi belli ki , fakat benim ilk deneyimimdi. Sonunda ağzıma boşaldı. Sonra gelip yanıma oturdu. Elini tuttu. Ve onunda benden hoşlandığını fakat benimle sadece cinsel ilişki kurabileceğini anlattı. Kabul edersem benimle görüşmeye devam edeceğini anlattı. Tamam dedim. Aşığım ben sana ne istersen yap dedim. Ardından elini bacaklarımda dolaştırmaya başladı. Heyecandan ölecektim. Hayallerimin adamı ile birlikte olacaktım. Elini yavaşça kalçalarıma attı. Sonra hafifçe tangamı çıkardı. Sonra bacaklarımı omzuna aldı. Ardından ıslak sikinin kafasını dayadı. Ben korku ve aşkla gözlerine baktım. Korkudan benim sikim yavru kuş kesilmişti. Yavaş ol demeye kalmadan sikini içeri kökledi. Ben acıdan yırtınırken o zevkten köşe oldu. O Git gel yaparken acıdan gözlerimden yaşlar geliyordu. Beni o acıyla evire cevire sikiyordu. Sonunda göt deliğime boşaltı. Eteğini çıkarma dedi. Tamam dedim sarmaş dolaş uyurken. Acıyla uyandım. Meğerse sabaha karşı beni uyurken sikmeyi planlıyormuş. Acıdan ellerim tutmuyordu. Neyse ki deliğim genişletmişti. Eteğin altından git geller devam ediyordu. Derken sırtına boşalmıştı. Sabah öğretmenler o bağırtıların nerden geldiğini soruyorlardı. Üstünden 4 sene geçti. Evliyim ve isa hala boş zamanlarında beni arabaya atar. Okuduğunuz için teşekkürler.
30 Ekim 2014 Perşembe
oğlum ve onun kocaman aleti
merhaba sex hikayeleri okurları hemen sizlere başımdan geçen sex hikayemi anlatmaya başlıyorum
umarım beğenirsiniz sözü fazla uzatmadan hemen konuya giriyorum.. merabalar ben arzu 46yaşındayım 168 boy kilo55 ben devanlı rahat giyinmeyi seven birisiyim oglun 19 yaşında eşi5 yıl oldu öleli 5 yıdır kimse elime deymedi ta ki oglumun beni yanlışlıkla banyoda görmesine kadar ögün ben işten gelmiştim saat 18 sıralarıydı.ben bonyoya yirmiştim duş slırken oğlum geldiğini duğdum benim evde olduğumu sanmıyordu bu tüzden banyoya girmek için soyunmuş bir anda banyo kapısı acıldı baktım ki oğlumla karşı karşıya duruyoruz hemen cıktı psrdon anne diyerek ama benim aklım oğlumun sikinde kslmıştı abartmıyorum 25cm vardı.neyse ben banyodan cıktım oğlum girdi hemen arkasından gittim kapının deliğinden baktı kocaman siki vardı neyse olum cıktı banyodan aradan 2 hafta gecti ama ben unutamadım oğlumu biliyorum yanlış ama ne yapıyım akşam oğlum geldi işten yorgunum anne dedi tamam oğlum sen yat dedim sabah oğlumu işe kaldırmak için odasına girdim bir baktım ki siki ortda duruyor oğlum kalk hadi dedim tamam anne dediben işe gittim ama aklım oğlumda kaldı neyapsamda oğlum beni sikse diye pilanlar yapma başladım akşam oldu eve geldim ardan yarım saat sonra oğlum geldi üzerimi cıkarmamıştım gömleyimin düğmesini bir delik actım eteyimi biraz kaldırdım zaten mini etekti oğlum yukarı cıktı üzerine eşohmen giydi yeldi bende oğlumun dikkatini cekmek icin devamlı önünde deomalıyordum domalınca altımdaki tanga görünüyordu anne diye seslendi efendim oğlum dedim nasılsın diye sordu iyi dedim biraz zaman gecti oğlumun siki kalktı su icin mutfaha gitti tsm gelirken oğlumu görmemiş gibi önünde domaldım siki götüme geldi yapıştı pardon anne dedi gecti biraz sonra anne bugün sende bişeyler var dedi ne dedim oda cok sexsi duruyosun altından tangan görünüyor dedi ne yapıyım kimse beni görmüyo azdım oğlum dedim baka kaldı suratıma oğlum bani yanlış anlama ama seninle sex yapmak istiyorum dedim
umarım beğenirsiniz sözü fazla uzatmadan hemen konuya giriyorum.. merabalar ben arzu 46yaşındayım 168 boy kilo55 ben devanlı rahat giyinmeyi seven birisiyim oglun 19 yaşında eşi5 yıl oldu öleli 5 yıdır kimse elime deymedi ta ki oglumun beni yanlışlıkla banyoda görmesine kadar ögün ben işten gelmiştim saat 18 sıralarıydı.ben bonyoya yirmiştim duş slırken oğlum geldiğini duğdum benim evde olduğumu sanmıyordu bu tüzden banyoya girmek için soyunmuş bir anda banyo kapısı acıldı baktım ki oğlumla karşı karşıya duruyoruz hemen cıktı psrdon anne diyerek ama benim aklım oğlumun sikinde kslmıştı abartmıyorum 25cm vardı.neyse ben banyodan cıktım oğlum girdi hemen arkasından gittim kapının deliğinden baktı kocaman siki vardı neyse olum cıktı banyodan aradan 2 hafta gecti ama ben unutamadım oğlumu biliyorum yanlış ama ne yapıyım akşam oğlum geldi işten yorgunum anne dedi tamam oğlum sen yat dedim sabah oğlumu işe kaldırmak için odasına girdim bir baktım ki siki ortda duruyor oğlum kalk hadi dedim tamam anne dediben işe gittim ama aklım oğlumda kaldı neyapsamda oğlum beni sikse diye pilanlar yapma başladım akşam oldu eve geldim ardan yarım saat sonra oğlum geldi üzerimi cıkarmamıştım gömleyimin düğmesini bir delik actım eteyimi biraz kaldırdım zaten mini etekti oğlum yukarı cıktı üzerine eşohmen giydi yeldi bende oğlumun dikkatini cekmek icin devamlı önünde deomalıyordum domalınca altımdaki tanga görünüyordu anne diye seslendi efendim oğlum dedim nasılsın diye sordu iyi dedim biraz zaman gecti oğlumun siki kalktı su icin mutfaha gitti tsm gelirken oğlumu görmemiş gibi önünde domaldım siki götüme geldi yapıştı pardon anne dedi gecti biraz sonra anne bugün sende bişeyler var dedi ne dedim oda cok sexsi duruyosun altından tangan görünüyor dedi ne yapıyım kimse beni görmüyo azdım oğlum dedim baka kaldı suratıma oğlum bani yanlış anlama ama seninle sex yapmak istiyorum dedim
çekinmeden zencinin öünde soyunuyordum
slm ben ist tn recep evli ve bi kız babasıyım kızım hazal 17 yaşnda bi lise öğrencisi ve özel bi kolejde eğitim görüo.kızım oldukça güzel ve çok sexi bi kız ve son döenmlerde okul eteğini hep kısa giymeye başaladı dahada sexi giyinmeye başladı ben kızmaya başladım bi kaç kere söledim ama baba sen bana güvenmiomusun dediğinden hiç bişiy yapamaz oldum fakat onu izlemeye karar verdim ve öncelikle onun odasına internettn duvara monte edilen askı şeklinde gizli kamera ve dinlenebilen ve msj ları benim bilg isayarım tarafından kontrol edilebilen bi cep tel sipariş verdim askıyı hemn göndereceklerini fakat teli 2 hafta içinde gödereceklerini söylediler ve bende askıyı hemen aldım ve kızım odasına astım ve daha 3 gün geçmişti kızımın eğitim gördüğü kolejin kardeş okul prejesi çerçevesinde kenya dan bi okulla karşılıklı organizeler yaplılan ve hm kızım okulundan hemde o okuldan öğrenciler karşılıklı gidip geliolar ve kenyadan öğrenciler gelmişler okula ve kendi kültürlerini tanıtan bi tiyatro ve dans gösterileri düzenliyeceklermiş bizlerde veliler olarak gidip izledik ve gerçekten güzeldi ve öğrencilerin 2 gün ist te kalıcakları ve velilerden birer öğrenci evlerinde misafir etmeleri rica edildi ve bende gidip müdürle konuştum ve bir öğrenciyi misafir edebilirm dedim bana mustng isminde bi zenci bir erkek öğrenciyi misafir etmemi sölediler ve ben mustang ı yanıma alıp eve götürdüm mustang çok güzel türkçe konuşabiliodu çünkü kenyadaki okul bi türk okuluymuş ve ii türkçe öğrenmiş neyse yemekti sohbetti filan derken ben saat geç oluyo artık yatalım dedim ve eşim zehraya mustang ın yerini hazırlamasını söledim ve oda hazal ın odasında nasılsa iki yatak var orada yatabilir dedi şakayla karışık ama ben manyakmısın demeye fırsat bile bulamadan kızım atladı hemen tabii olur hem benim daha uykum yok mustang la biraz onun okulu hakkında filan konuşuruz hem mustang ın matematiği çok iyimiş haftayada benim matematik sınavım var biraz bna yardımcı olur dedi ve olursun dimi mustang diye ekledi mustang da olurum dedi ben olurmu kızım çocuk yorgun yatıp dinlensin senin uykun yok die yorma mustang ı dedim ama mustang benim de uykum yok deyiverdi ve kızım bak baba onunda uykusu yokmuş dedi ve inan ne dieceğimi yaşırdım tmm deyip herkez odasına geçti.evet bi zenci gençle bembeyaz kızımı aynı odaya gödermiştim.ama onlarla birlikte girip mustang a salonda unuttuğu kravatını vermek için askıya asarken gizli kameranında düğmesine bastım ne olur neolmaz die. sabah olunca hep beraber uyandık ve kahvaltıya geçtik ama kızım çok soluk duruyodu gözleri kızarmış ve yürümeye canı istemiodu başka bişeylerin olduğundan şüphelendim ama belli etmedim eşimi iş yerine kızmla mustang ıda okula bıraktıktan sonra iş yerimi arayıp izin aldım ve doğru eve gittm ve hemen kameradn belleği çıkarıp bilgisardan akşam olanları seyretmeye başladım.zaten hikayede burdan başlıo. içeri girergirmez ders çalışmaya başlıolar ve yarım saat kadar ders çalışıolar sonrada yatmak için hazırlanıolar ve kızım odana çıkıo herhalde lavaboya gidio bu sırada zenci genç valizinden pijemalarını çıkarıp giyinio ve ona gösterilen yatağa uzanıo ardından kızımda içeri girio ve o da pijemalarını dolaptn çıkarıo ve oda ne kızım hiç çekinmeden zencinin öünde soyunuyo bu sırada zenci şaşırarak ve ağzının suyu akarak kızımı seyredio ve kızım hiç aldırış etmedn giyinip yatğa uzanıove başlıolar sohbete gizli kameranın ses kaydetme özelliğide ii miş ve tüm konuşmalar net duyuluo ve sohbetleri kız erkek ilişkilerine geldi ve kızım zenciye kız arkadaşı olup olmadığını sordu ve zencide olmadığını söledi ve kızıma sordu kızımda var dedi kızım zenci peki nie yok vardıda ayrıldınızmı yoksa hiç olmadımı die sordu ve zencinin hiç kız akadaşı olamamış ve ilk defa bi kızla başbaşa kaldıını söledi kızım çok şaşırdı ve ne yani hiç kız arkadaşın olmadı hadi neysede hiç böle hayat kadını yani fahişe filandamı olamadı hayatında dedi ve zenci hayır dedi ve kızım şaşkınlıkla hmm baakirsin yani dedi ve siz zencilerin yarakları çok büyük oluyo diolar doğrumu dedi ve zencide bilmemki ben benimkinden başka hiç görmedim dedi ve kızım hmm ben gördüm çıkar bakayım seninkinede dedi zenci hiç itiraz etmeden çıkardı ve o da ne öle 20 25 cm rahat var ve epeyde kalın kızımda çok şaşırdı ve ooo harika bişiy bu kapkara ve çok büyük dedi ve hemen munzur munzur gülerek ne zaman kaldırdın bunu ben soyunurkenmi yoksa dedi ve zencide ewet dedi ve bembeyaz vucudun çok tahrik etti beni dedi ve ekledi kalçalarında çok güzel dedi ama harbidende kızımın kusursuz bembeyaz bi vucudu ve harika kalçaları vardı.kızımda ona bak çok harika bi yarağın var inan bende isterim onu içime almak ama bu akşam olmaz çünkü çok büyük ama sen onu bana sokunca kesin çığlık atıp bağırırım ve babam uyanır ve senide benide keser dedi ama yarın okuldan kaçıp arkadaşımın evinde yaparız bu akşam ağzımla boşaltayım seni dedi ve zencinin yanına gitti. önce o bembeyaz elleriyle o kapkara yarğı sıvazladı sonrada o süper dudaklarının arasından ağzına aldı ve başladı saksoya ve zenci kendinden geçmişti ve hiç deneyimi olmadığından sadece zevkle kızımı seyrediodu kızımsa zencini o kaslı vucudunu heryerini yaladı ve zenciyede aynı kızım yaladığı gibi kendisini yalamasını söledi ve zenci kızımın o bembeyaz kalçalrını göğüslerini kapkara elleriyle sıkıyor ve yalıyordu evet kızım artık zencini kollarındaydı ve zenci tekrar kızımın ağzına verdi ve kızıma bunu bu akşam sokmak istediğini söledi kızında inan çok istiorum ama kolay alamam ben onu lütfen yarın dedi ama zenci kızıma kızarak yarını bekliyemiyeceğini söledi kızımı birazda zorlayarak domalttı ve o kacaman ve kapkara sikini kızımın amcığına dayadı ve kızım tmm ama lütfen yavaş dedi ve zenci başladı kızıma sokmaya ve inanın kızımın gözleri yerinden fırladı ve bağırmamak için yastığı ısırıodu eliylede zenciyi geri itmeye çalışıp zenciin altından kaçmaya çalıştı ama zenci bırakmıodu kızımı ve sikini köküne kadar sokup sikiodu kızımartık alıştı ve zevk alıodu ve inliodu zenci sonunda boşaldı ama doymuyordu kızımsa biraz dinlenelim dedi ve konuşmaya başladılar zenci kızıma çok ii sin bu işi biliosun dedi ve kızım başladı anlatmaya ilk olarak 3 yıl önce yarak yediğini ve sonrada haftada veya iki haftada bir sikiştiğini fakat son bi yıldır tam bir yarak hastası olduğunu ve adet günleri dahil her gün sikiştiğini ve şimdiye kadar 70 80 kişi tarafından sikildiğini söledi ve zenciye senden bi ricam olsa yaparmısın dedi bilmem söle önce neyapacağımı dedi kızımda neolur bu defa götten siksene beni dedi ve zencide hiç itiraz etmeden tmm dedi ve burada ben ii ce koptum ve pantolonuma boşaldım bi düşündümki bembeyaz ve süper sexi güzel 17 yaşındaki kızım ömründe bırak böyle harika bi hatunu sikmeyi daha ömründe am görmemiş bi zenciye götünü siktirmek için yalvarıodu ve zencide kızımı göttende sikmeye başladı ve kızım acayip inliodu hem acıyı hemde zevki aynı anda alıodu ve zenciye götten herzaman sikişmeyi seviorum ama bu defa daha çok hoşuma gitti diyodu ve sabaha kadar götten sikmesini istiodu ve eğer kendisini sabaha kadar götten sikerse yarın zenciye başka bi arkadaşını siktireceğini ve grup yapacaklarını söledi ve zencide kızımı sabaha kadar sikmiş.
23 Ekim 2014 Perşembe
sex hikayeleri
Merhaba bu kadar kapsamlı bir sex hikayesi yazısı gördünüzmü ? sex hikayeleri merkezine buyurun
Şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Ellerimi pantolonun kemerine götürüp telaşla açtım, düğmesini fermuarını açıp pantolonunu külotla beraber biraz aşağıya sıyırdım. Kalkık siki külottan kurtulur kurtulmaz yay gibi dışarıya fırlayıp yüzüme, dudaklarıma çarptı. Yakından bakınca daha da büyük göründü gözüme alet..,
- “Vay be…” diye yutkundum. “Seninki baya büyükmüş Sinan…?” Heyecandan titriyordu koca yaraklı minik kuşum… Elimle sikinin gövdesini tuttum, parmaklarımın arasında kutsal asa varmış gibi, özenle… “Şşşt… Sakin ol bakayım… Korkma benden…” diyerek yatıştırmaya çalıştım gülümseyerek…
- “Korkmuyorum Gül abla… Ama çok heyecanlıyım, ilk kez, ondan…” dedi o da, kekeleyerek… İnceli kalınlı ergen sesi karıncalı çıkmıştı, öksürerek boğazını temizledi…
Dizlerimin üstünde duruyordum, yukarıya, yüzüne baktım. Yüzünde korku, utanç, zevk ifadeleri, dalgalar halinde gidip geliyordu. Sikinin gövdesini tutup ağzıma götürdüm. Dilimin ucunu başına değdirdim yavaşça… Dilimin sıcaklığını, ıslaklığını hissedince zevkle inledi. Başından aşağıya dilimle okşaya okşaya indim. Sarımsı tüylerle kaplıydı kasıkları… Belki traş bile olmamıştı daha…

Tekrar yukarıya çıktım, başını ağzımın içine hapsettim. Emdim. Ağzımın içinde dilimle yaladım. Bir yandan da gövdesinde, yumurtalarında parmaklarımı gezdiriyordum. Fazla sürmedi ama… Çocukcağız sanırım hayatında yaşadığı bu ilk orala daha fazla dayanamadı, dizleri titreye titreye, saçlarımı okşayarak boşalmaya başladı.
Ağzıma boşalttığı her sperm hücresini yalayıp yuttum. Öyle çok boşaldı ki… Sonra da dizlerinin bağı çözüldü herhalde, kendini yere bıraktı, sırt üstü uzandı kaldı… Nefes nefeseydi yattığı yerde…
Ayağa kalkıp yanına gittim. Yüksek topuklu terliklerimle göğsünün iki yanına ayaklarımı koyup tepeden baktım ona… Kloş mini eteğimin altından tüm çıplaklığıyla bacaklarımı, kadınlığımın dudakları arasında kaybolan kırmızı tanga külodumu seyrediyordu yattığı yerde… Güldüm, .
- “Ne kadar çok akıttın öyle?” dedim. “Epeydir boşalmıyorsun herhalde, dilimin okşamalarına bir dakika bile dayanamadın, baksana… Keşke önceden söyleseydin bana… Sana yardımcı olurdum, bu kadar beklemene gerek kalmazdı…”

Hala şaşkın şaşkın bakıyordu bana… Bakışları bir yüzüme, bir bacak arama gidip geliyordu. Eğilip ellerimi uzattım, çekip yavaşça yerden kaldırdım.
- “Sen şimdi hiç çıplak bir kadına dokunmamışsındır da…” diyerek ellerini aldım, ip askılı incecik bluzumun üzerinden sütyensiz memelerimin üzerine koydum, bastırdım. Gözleri iri memelerimde gezinirken parmakları hareketlenmeye, onları sıkıp mıncıklamaya ve aynı anda kasıklarıma bir sertlik değmeye başladı. Az önce ağzımda boşalan yarı inik erkekliği bir anda eski sertliğine kavuşuvermişti. Bunu görünce güldüm, elimi aramıza sokup sertliğini okşadım,
- “Bak sen yaramaza… Doymak bilmiyor bu… Yine istiyor ha?” dedim.
Sinan iki eliyle memelerimi okşarken ben de belinden tutup kendime çektim. Kabarmış, sertleşmiş organı eteğimin altından bacaklarımın arasına girdi. Apış aramdaki sertliği, yakan sıcaklığı hissedince inledim ben de… Bacaklarımı sımsıkı kapatıp o sertliği zevk üçgenimde sıkıştırdım, hapsettim. .
- “Nasıl güzel mi? Daha önce yapmış mıydın böyle bir şey?”
- “Hayır…” dedi. “Hayatımda ilk kez bir kadının orasına şeyim değiyor.”
İlk kez bir kadına, en samimi okul arkadaşının annesinin amına değiyordu aleti ve sikinin başının arkama kadar uzandığını hissedebiliyordum. Memelerimi okşayan ellerini tutup aşağıya kaydırdım, kalçalarıma kadar indirdim.
- “Hadi şimdi öp beni… Alt dudağımı em…” diye inledim.

Acemice uzattığı dudaklarını dudaklarıma değdirdi, öpmeye çalıştı. Ben de yardımcı olmaya çalıştım acemi aşığıma… Dudaklarımı emmeye başladı. Her şey güzel gidiyordu. Dudaklarını bırakmadan öpüşmeye devam ederek, ellerimle bluzumun ip askılarını omuzlarımdan aşağıya çektim, bluzumu belime kadar indirdim.
Öpüşmeyi bırakıp hayranlıkla çıplaklığıma baktı. Sütyensiz dolgun memelerim dipdiri karşısındaydı şimdi. Ellerini uzatıp yoğurdu onları, eğilip uçlarını emdi. Her tarafını yaladı, dişledi. Uçları emdikçe kabardı, sivrildi memelerimin… Emdiği, ısırdığı yerler kızarmaya başlamıştı, .
- “Yeter artık canım…” diyerek engel oldum nefes nefese… Bıraksam saatlerce oynayacaktı memelerimle… “Kocam fark edecek yoksa morlukları görürse…” .
Sinan’ın üstündeki kalan giysileri de çıkardım, çırılçıplak soydum. Ben de yavaş hareketlerle, striptiz yaparcasına eteğimi, bluzumu çıkardım. Bir tek tanga külodumla kaldım. Kalkık aletini sıvazlayarak soyunmamı izliyordu. Elimle belimi kalçalarımı okşayarak dikkatini, külodumun içindeki şehvetle şişip yumruk gibi olmuş, zevkten ıslanmış parlayan kadınlığıma çektim.
- “Hazır ol… Gerçek bir kadının zevk üçgenini yakından göreceksin şimdi…” dedim.

Minik külodumun iki kenarından tutup kalçalarımı kıvıra kıvıra, yavaşça aşağıya indirdim. Islak am dudaklarımın arasına giren külodun ağını kıstığı yerden kurtardım. Kırmızı minik külot dizlerime, oradan ayaklarımın dibine sıyrılıp düştü. Hafif tüylü amımı okşayarak küçük erkeğimin aç gözleri önüne serdim. Penisi daha da sertleşmişti sanki… .
- “Artık senin bu… Nasıl diyorsunuz kendi aranızda? Amcık mı?…” dedim kısık sesle… “Her yerim senin… İstediğini yapmakta özgürsün… Bana ne istersen yapabilirsin tatlım…”.
Kısa bir süre düşündü, ne yapmak istediğine karar verememiş gibiydi. Filmlerdeki pozisyonları, sahneleri hatırlamak istiyordu sanki… Sonra,
- “Şeyy…” dedi. “Gül abla… Göğüslerinizin arasında şey yapmak istiyorum…” Bunu duyunca güldüm, .
- “Önce sizi bizi bırak… Gül de bana… Sonra, ne yapmak istiyorsan söyle açık açık… Yoksa bırakır giderim. Adıyla söyleyeceksin ne istiyorsan…”
- “Peki… Gül… Tombul memelerinin arasına sikimi sokmak istiyorum. Bayılıyorum onlara… Hayranım…” İçim gıcıklandı,
- “Tamam, böyle söyle işte…” dedim. “Gel hadi…”

Yere uzandım. O da üstüme geldi, çömelip göbeğimin üzerine hafifçe alçaldı. Sikini dolgun göğüslerimin arasına sokup git gel yapmaya başladı. O uğraşırken ben elimle iki yandan memelerimi bastırıp zevk almasını sağlıyordum. İleri geldikçe ağzıma değen sikinin başını dudaklarımı açıp ağzıma alıyor, dilimle ıslatıyordum. Kayganlaşan aleti memelerimin arasında daha rahat gidip geliyordu. Yaramaz, iki meme ucumu da parmaklarının arasında ovalamayı akıl etti, ben de zevk almaya başladım. Bir süre git gel yaptıktan sonra boşalmak üzere olduğunu söyledi. .
- “Devam et… Boşal…” dedim.
Az sonra kasılmaya başladı yine… İlk damlalar alnıma, sonrakiler gözüme, dudaklarıma çarptı. Yağmur gibi yüzüme yağdırdı döllerini… Sona doğru sikinin başını ağzıma alıp emdim, boruda kalan son damlaları da çekip boşalttım erkeğimi… Nihayet bittiğinde yüzümdeki spermleri parmaklarımla tüm yüzüme yaydım güzellik maskesi yapar gibi… Doğrulup sırtımızı oğlumun yatağına dayadık oturduk, dinlendik bir süre…
- “Nasıl hissediyorsun? Güzel miydi? Hoşuna gitti mi?” diye sordum.
- “Güzeldi, bayıldım zevkten… Harikasın…” dedi. .
- “Şimdi ne yapmak istersin peki?” Bana bakıyordu, utangaçlığı gitmişti artık… İstek ve hevesle anında cevapladı sorumu… Gayet rahat bir şekilde,
- “Seni sikmek istiyorum…” dedi.
- “O da tamam… İstediğin gibi sikebilirsin beni… Ama bak, bunlar aramızda kalacak, söz mü?” Evet anlamında başını salladı. Saçını okşayıp dudaklarından öptüm. Kulak memesini dişlerken,
- “Bir erkek gibi davranır, sırrımızı saklarsan, ben de sana bir erkeğin bir kadından isteyebileceği ne varsa veririm. Şimdi… Beni nasıl sikmek istiyorsun peki? Aklında ne var?” diye sordum.
- “Bir de… Kalçalarının, götünün hayranıyım Gül… Onları hayal ede ede otuzbir çektim hep… Benim için domalır mısın? Arkandan girebilir miyim?”

- “Elbette canım… Lafı mı olur? Sana söyledim. Bugün ne istersen, benim için ne hayal kurduysan, hepsini yapıcaz…”
Aşağıya kayıp kucağına eğildim, yumuşamış sikini tekrar emmeye başladım. Ağzımın içindeki alet bu kez biraz daha geç kalktı ama yine de yavaş yavaş büyüdü, eski halini aldı. Artık sabırsızlanıyordum ve bir an önce amıma girmesini istiyordum bu güzel şeyin… İstediğim kıvamı alınca bıraktım emmeyi… Arkamı döndüm ve domalarak dişi bir köpek gibi erkeğime kalçalarımı salladım, başımı arkaya çevirip,
- “Hadi bakalım… Seni milli yapalım artık… Ama deliği bulabilecek misin?”
- “Merak etme sen Gül… Öyle çok film izledim ki…”

Kalçalarımdan tutup aletini am dudaklarıma değdirdi. Sikinin başını amımda hissettiğim anda içim ürperdi. Of… Sonunda… Biraz itti ama aşağıya kaydı aletin başı… Tekrar denedi, olmadı. Başımı yerdeki halıya dayayarak destek aldım, iki elimi arkama götürdüm. İki parmağımla am dudaklarımı ayırıp iyice açtım, gösterdim. Orta parmağımı içine soktum,
- “Bak burası canım… Buraya, yuvasına sok sikini… Hadi artık…” diye inledim.
Vakit kaybetmeden gösterdiğim yere dayadı sikini, başı bir anda içime girdi. Ateş gibi yanıyordu oğlanın siki, tokmak gibiydi amımın kapısında… Gözlerimi yumdum, zevkle inledim…
- “Mmmm… Güzeel… Hadi, şimdi yavaş yavaş ilerle aşkım…” dedim.
Sanki ben yavaş olmasını söylememişim gibi heyecan içindeki genç aşığım, kalçalarımdan tutup sikinin kalanını bir hamlede gömdü içime… Velet canımı yakmıştı,

- “Ahhh… Yavaşş… Canımı yaktın hain çocuk… Ne kadar büyük sikin varmış senin…” diye cilvelendim. Kocamdan biliyordum, ben böyle konuşunca havaya girer, sikinin büyüklüğünden gurur duyar, beni daha güzel sikerdi hep… Hareketsiz bekliyordu. “Hadi devam etsene… Aldırma sen bana… Hem canım yanar, hem zevk alırım ben… Hadi sik beni…”
Ve sikmeye başladı. Üstüme eğilip filmlerde gördüğünü yapmaya, memelerimi sıkmaya, arkamda gidip gelmeye başladı. Harikaydı… Zevkten inliyordum. İlk olmasına rağmen güzel sikiyordu oğlan… Kim ne derse desin, pornoların faydası vardı, güzel öğreniyorlardı çocuklar… Güzel güzel sikti beni bir süre…
Üzerime abandıkça dizlerim acımaya başladı. Öne eğilip sikini içimden çıkardım. Yere yatmasını istedim. Sırtüstü yatırdım. Havaya mızrak gibi dikilen sikinin üstüne çıktım. Dizlerimin üstünde alçalıp aleti bir anda içimde kaybettim. Dudaklarımı ısırıyordum zevkten… Zıplamaya başladım. Oturuyor, kalkıyor, kalçalarımı sağa sola çalkalıyordum. Amımın bütün duvarları sikinin kalınlığını hissediyordu. İyice hızlanmaya başladım.

O anda telefonu çaldı. Pantolonu yanımızda duruyordu, arka cebindeki alet ötmeye devam edip duruyordu. Sinirlerim bozuldu,
- “Aç şunu hadi…” dedim sinirle… Aldığım zevkin yarıda kalmasından, zirveye ulaşamamaktan korkuyordum. Tereddüt etti açmak için, “Aç…” diye bağırdım o sinirle…
Uzanıp aldı, açtı telefonu, kulağına götürdü. Ben durmamıştım, sikinin üstünde zıplamaya devam ediyordum. Üzerine eğilmiş tüysüz göğsünü yalıyor, göğüs uçlarını emiyordum erkeğimin… Telefondaki oğlumdu, sesini duyabiliyordum. Sinan kekeleyerek,
- “Aloo… Hakan?” dedi. Sesi soluk soluğaydı ben üstünde oturup kalkarken… Gözlerini devirerek durmamı işaret etti, aldırmadım.
- “Nerdesin oğlum?” diyordu benim oğlan… “Sesin kesik kesik geliyor… Koşuyor musun?”

Sinan ne diyeceğini, nasıl konuşacağını şaşırmıştı. Telefonda en yakın arkadaşına laf anlatmaya çalışırken, arkadaşının azgın annesi yarağının üstünde bir orospu gibi oturup kalkıyor, zevkten delirtiyordu. Cümle kurmaktan acizdi o anda…
Benimse hoşuma gidiyordu onu böyle çaresiz bırakmak… Dudaklarımı yanaklarında, kulak memelerinde gezdiriyor, öpüyordum o konuşurken… Gıdıklanıyor, başını kaçırırken konuşmaya çalışıyordu,
- “Ee… Şey… Yoldayım, hızlı yürüyorum. Size geliyorum…” diye geveledi ağzının içinde…
- “Ya, ben bir saat falan gecikicem, okuldan kızlara takıldım. Offf… Oğlum, ne kızlar var ya… İlah gibi… Neyse gelince anlatırım sana… Annem evdedir, kapıyı açar. Ben gelene kadar takıl sen… Kapıyı kilitler, işini görürsün… Kusura bakma, tamam mı?”
- “Tamam, tamam kanka… Sen dalgana bak… Biz Gül ablayla otururuz, bilgisayara takılırım…” dedi, kapattı telefonu… Körpe dudaklarına yumuldum,
- “Gül ablan oturuyor, ama sikinin üstünde…” dedim gülerek… O da dayanamayıp güldü,
- “Evet Gül ablacım… Sikimin üstündesin… Oğlunun anasını sikiyorum…” dedi. “Az kaldı beni kankama madara edecektin Gül hanım… Görürsün sen şimdi… Sen misin gülen?”
Beni belimden tutup kaldırıverdi. 16 yaşındaydı ama baya güçlüydü oğlan… Abaza kuvveti vardı. Kaldırıp oğlumun yatağına attı beni… Dizlerimi iki yana açıp erkeğimi bekledim heyecanla…

Bir süre dudakları açılmış ıslak amıma baktı hayran hayran… Sonra, az önce içimden çıkan ıslak, göbeğine doğru kalkmış sikiyle bacaklarımın arasına girdi. Tekrar bir hamlede sikini soktu amıma… Hızla, hırsla gidip gelmeye başladı.
Uzun yarağı içimde gidip gelirken ben yine kendimi kaybettim, inlemeye, bağırmaya başladım. Sinan da belki benim inlemelerimden gaza gelerek o da zevkle inliyordu kulağımın dibinde… Az önce dölleriyle ıslanan yanaklarımı, dudaklarımı öpüyor, şehvetle kemiriyordu. Dilini ağzımın içine sokup dilimi emerken, bir eliyle memelerimi sıkıyor, acıtacak derecede mıncıklıyordu.
Amımdan, göğüslerimden, dudaklarımdan her yerimden zevk alıyordum. Oğlana acemi demekle hata yapmıştım ben… Nerdeyse kocamdan daha iyi sikiyordu velet… Başım dönmeye başlamıştı. Bacaklarımı beline sardım, kocamanını içime, daha derinlerime gömmesini sağladım. Artık gücümün tükendiğini hissediyordum. O da hızlanmaya başlamıştı iyice… Sonunda orgazm oldum.
Boynuna sımsıkı sarıldım. Kalçalarımı deli gibi indirip kaldırarak… Sarsıla sarsıla… İnleye inleye… Omuzunu dişleyerek boşaldım. Ben biterken o gelmeye başladı. Zevk sularımdan iyice kayganlaşan amımı kasıp bırakarak sikini sağıyor, tırnaklarımı bacaklarımın arasında kısa kısa inip kalkan, kasları taş gibi olmuş kalçalarına batırıyordum. Onun elleri de altımda, kalçalarımdaydı. Dudakları boynumda zevkle inlerken, koparacak gibi sıkıyordu kabalarımı…

Unutulmaz bir orgazm yaşamıştık beraber… Uzun süre öylece kaldık. Nefeslerimiz birbirine karışıyordu. Yavaş yavaş sakinleşip düzene girdi solumalarımız… Siki küçülene kadar üstümde, bacaklarımın arasında, öylece yattık. En sonunda yana devrildi. Yan yana, sırtüstü tavana bakarak yattık bir süre… Oğlumun yatağında, onun arkadaşıyla çırılçıplak yatıyordum. Kendimi azgın bir orospu gibi hissettim.
Başımı çevirip ona baktım. Havanın sıcaklığından, boğuşmamızdan ter içinde kalmıştık. Tüysüz göğsünde minik ter damlacıkları vardı. Elimi uzatıp bir damla terini aldım, dudaklarıma götürüp tuz tadını dilimin üzerinde hissettim. O da minnet dolu gözlerle bana bakıyordu. Gülümseyerek,
- “Ne hissediyorsun?” diye sordum.
- “Hiç gökyüzüne bu kadar yakın olmamıştım. Havalarda uçuyorum sanki… Beni zevkten uçurdun… Teşekkür ederim.”
Gülmeye başladım. Hoşuma gitmişti söyledikleri… Dönüp sarıldım sımsıkı… Başımı göğsüne koydum. Kalbinin atışlarını duyabiliyordum kulağımda… Kırmızı ojeli tırnaklarımı karın kaslarında gezdirirken konuşmaya başladık.
- “Farkında mısın? En yakın arkadaşının annesini bağırta bağırta siktin. Hem de içime boşalttın döllerini…”

Telaşlandı, korku dolu bir sesle,
- “Yoksa? Hamile mi kalacaksın benden?” Bunu duyunca daha çok güldüm, kahkahalarla…
- “Hayır, aptal şey… Öyle olsa içime fışkırtmana izin verir miydim hiç? Doğumdan sonra bağlattım, çocuğum olmaz benim…” Parmağımı dudağına koyup, “Ama kızlarla sikişirken dikkat et, prezervatif kullan, tamam mı canım? Yoksa başın derde girer zevk alayım derken… Hem bulaşıcı hastalıklar da var işin içinde…” Göğsüne yayılan uzun kızıl saçlarımı okşayarak,
- “Senden sonra başka kadına gidemem ki… Senin verdiğin zevki onlardan alamam…” dedi. Sevgiyle sarıldım oğlana… Öptüm.
- “Gideceksin aşkım… Her zaman olmaz bu… Bir defaya mahsus seviştik seninle… Benden öğrendiklerinle diğer çocuklardan önde olacaksın. Yaşıtın kızlarla ne yaptığını bilerek sevişeceksin. Öpüşüp koklaşacaksın. Aşık olacaksın. Ben de öğrencimle gurur duyacağım. Hadi kalk şimdi, banyo yapalım”
Kalktık, banyoya gittik. Beraber girdik banyoya… Geniş banyo küvetinin içinde kendi çocuğumu yıkar gibi özenle köpüklere boğdum, yıkadım. Mis gibi kokunca dayanamadım, bir defa da banyoda, köpüklerin arasında seviştim onunla… Tekrar duşun altına girdik.
O kurulanıp giyinirken ben de aceleyle giyinip oğlumun odasını düzelttim, yatağın çarşaflarını değiştirdim. Biraz sonra da Hakan geldi. Odaya kapandılar. Uzun bir süre vakit geçirdiler. Ben de mutfakta oyalandım, yaşadığım şehvet dolu saatleri hatırlayarak…

Hakan tuvalete girdiği bir sırada mutfakta sıkıştırıp dudaklarından öptüm, sarıldı bana… Yine utangaç davranıyordu. Fısıltıyla konuşuyorduk oğlum duymasın diye…
- “Hakan’ın yüzüne bakamadım Gül abla, kendimi suçlu gibi hissediyorum. Dediğin gibi, en yakın arkadaşımın annesini siktim… Vicdan azabı…” dedi. Şehvet bitmiş, tekrar Gül ablası olmuştum. Ben de sevgiyle sarıldım ona,
- “Sakın… Bunu ben istedim. Beni öğretmen gibi düşün. Uygulamalı seks öğretmeni… Sen de yaşına göre baya iyiydin doğrusu… Sınıfı geçtin yavrum… Üzme kendini… Sakın dert etme…Tamam mı?” dedim. Başını salladı,
- “Peki… Tamam…” dedi. Gülümseyerek öptüm yine,
- “Bir defaya mahsus demiştim ama… Ne yalan söyleyeyim, tadı damağımda kaldı doğrusu… Aşkım… Ara sıra haberleşelim, uğra bana… Ders tekrarı yapalım. Sana yeni şeyler öğreteyim. Öğreneceğin o kadar çok şey var ki…”
- “Ah Gül abla… Öyle mutlu ettin ki beni… Şimdiden sabırsızlanıyorum seninle sevişebilmek için…”
Kapıdan uğurlarken bana bakan gözlerinde teşekkür ifadesi vardı, anlamlı anlamlı, sevgiyle bakıyordu bana… Göz kırptım suç ortağıma… Genç sikicimi, öğrencimi hayata gönderdim.
Belki ileride onun da bana öğretecek bir şeyleri olabilir. Belli mi olur? Öğrenmenin yaşı yok derler…

Posted Ağustos 25, 2014 at 8:14 am 3 notes
Permalink
Yaşlı kocadan sonra genç sevgili…
Benim adım Gül. 27 yasındayım, evliyim, çocuğum yok. Benden 15 yaş büyük kocamla üniversite için dersaneye giderken tanıştık. Despot baba evinin baskısından sonra, onun beni el üstünde tutan, sevecen davranışlarına kandım. Bana ve ev halkına aldığı güzel hediyeler, iltifatlar, zenginliği, hem beni hem ailemi ikna etti. Üniversite planları çöpe atıldı, kısa sürede evleniverdik.
Ve ilk gerdek gecesinden itibaren benim anlayışlı, olgun erkeğim kayboldu, daha doğrusu maskesini çıkardı. Yerine cahil, kaba, hödük, aşırı kıskanç koca tipi geldi oturdu.
Nişanlılık döneminde “prensesim, yavrum" diye etrafımda dolanan adam, daha ilk gece benim korkularıma, kendimi kasmama, çırpınmalarıma hiç aldırmadan, üstümdeki gelinliği parçalayarak soydu beni… Çıplak, körpe, el değmemiş bedenime sapık bir tecavüzcü gibi parlayan gözlerle bakarken kendisi de soyundu. Ortaya çıkan tıknaz, aşırı kıllı vücuduyla, romantik bir gerdek gecesi bekleyen saf kızın üstüne adeta saldırıp debelenmeye başladı.
Muradına erip kan ter içersinde, öküz gibi soluya soluya yan tarafa devrildiğinde, ben bacak aramdan yatağa süzülen bekaret kanımla, yanaklarımdan yastığa süzülen göz yaşımla, kasıklarımdaki acı ve korkunç pişmanlığımla tavanı seyrediyordum. Başımı yan tarafa çevirdiğimde yerde paramparça edilmiş gelinliğime ilişti gözüm… İçimdeki pişmanlık kasıklarımdaki sancıyı bastırdı,
- “Allahım, ben ne yaptım?”
Ve bugüne kadar, nerdeyse on senedir bu cümleyle yaşadım. “Ben ne yaptım?” Geriye dönmek yok, babam kapıyı bile açmaz. İleriye gitmek yok, lise diplomasıyla hiçbir becerim olmadan ne yapabilirim, kendime nasıl bir yaşam kurabilirim?
Bunca sene bir bitki gibi bu adamla evlilik yaşadım. Akşamları içki sigara kokularıyla, genelde alkollü eve geliş… Üç beş, kendi ilgi alanından, benim umursamadığım konuşmalar… Yatağa giriş… Kıllı göbekli, iğrenç gövdesiyle üstüme çıkışı… Öpüşmesiz okşamasız, kısa süren bir ilişki… Kendisi boşalır, yana devrilip horlamaya başlar. Suçum genç ve güzel olmak… Aşırı derecede kıskançlık… Dışarı çıkmak yok, arkadaş aile görüşmesi yok, perdeler kapalı, alt kattaki kiracılarla sınırlı ilişki, tam bir esir hayatı…
Bunca sene bir bitki gibi bu adamla evlilik yaşadım. Akşamları içki sigara kokularıyla, genelde alkollü eve geliş… Üç beş, kendi ilgi alanından, benim umursamadığım konuşmalar… Yatağa giriş… Kıllı göbekli, iğrenç gövdesiyle üstüme çıkışı… Öpüşmesiz okşamasız, kısa süren bir ilişki… Kendisi boşalır, yana devrilip horlamaya başlar. Suçum genç ve güzel olmak… Aşırı derecede kıskançlık… Dışarı çıkmak yok, arkadaş aile görüşmesi yok, perdeler kapalı, alt kattaki kiracılarla sınırlı ilişki, tam bir esir hayatı…
Çocuğumun olmamasını da başıma kaktı her fırsatta… Bense hiç üzülmedim buna… Dünyaya kocam gibi bir yaratık daha getirmektense yalnız yaşamak daha iyidir diye düşündüm.
Bunları neden anlattım? Tolga ile, alt kattaki kiracıların 20 yaşındaki genç oğluyla yaşadığım ilişkiye mazeret aramak için mi? Evet… Fakat gerçek bunlar, mazeret değil… Kocamla aramızda bu kadar yaş farkı olmasaydı, beni anlasaydı, gerçek anlamda sevseydi, beni yatakta doyursaydı, bunları, bu ilişkiyi yaşar mıydım? Sanmıyorum.
Peki pişman mıyım? Kesinlikle hayır… Pişman değilim. Tolga, bu genç, yakışıklı, güçlü adam, bana hayatı, yaşamayı, seksi, doyumu, tatmin olmayı, orgazmı, sevgiyi, sevilmeyi, gülmeyi öğretti çünkü… Hiç de pişman değilim. Aksine çok mutluyum.
Her şey bundan iki yıl önce başladı. Kocam iş için üç günlüğüne evden ayrılmıştı. Bin bir tembihle beni koca evde yalnız başıma bırakmıştı. Can sıkıntısından ölmek üzereydim. Her zaman gidip sohbet ettiğim alt kattaki kiracılarımız da köye gitmişlerdi.
Akşamın geç saatinde kapı çalındı. Çekinerek gözetleme deliğinden baktım, alt katta oturan ailenin genç oğlu Tolga kapının önünde duruyordu. Yakışıklı güleç yüzünü gördüğümde içim cız etti. Çok seviyordum onu… Hoş sohbeti, güler yüzü, candan tavırları etkiliyordu beni… Merakla kapıyı açtım,
- “İyi akşamlar Gül abla, rahatsız ettim ama bizimkiler yoklar, bu saate kadar gelmediler. Haberin var mı acaba?” dedi çekingen bir tavırla… Ailesi apar topar, acilen köye gitmişti sabahtan, iki üç gün gelmeyeceklerdi. Anlattım.
- “Sana not bırakmışlardı, görmedin herhalde…”
- “Görmedim Gül abla. Rahatsız ettim, iyi akşamlar…” Gitmesini istemiyordum, korkunç canım sıkılıyordu. Atıldım,
- “Gel Tolga, ben de çay demlemiştim. Bir bardak çay iç, öyle git…”
- “Yok Gül abla, rahatsız etmeyeyim, ben gideyim. Bilgisayarda işim vardı. Teşekkür ederim…” dedi, gitti.
Kös kös ardından baka kaldım. Sonra kapıyı kapatıp içeriye salona, yalnızlığıma döndüm. Amaçsızca odalarda gezindim. Ruhum sıkılıyor, duvarlar üstüme üstüme geliyorlardı sanki… Soyundum, kendimi yatağa attım. Her zaman yaptığım şeyi yapmaya, fantaziler kurarak kendimi okşamaya başladım. Gözlerim kapalı, bir elim külodumun içinde, diğer elim göğsümde, meme ucumu ovalarken hayaller kurdum.
Bu akşam hayal kurmak da kolaydı… Fantazilerimin her zamanki kahramanı Tolga az önce kapımdaydı. Onun gitmediğini, içeriye girdiğini, öpüştüğümüzü, seviştiğimizi hayal ettim. Tolga bana sarılırken, ben de kollarımı sımsıkı kendime sardım. O, meme uçlarımı emerken ben iki meme ucumu da dilimle ıslattığım parmaklarımın arasında sıkıştırıp ovaladım. O, hayalimde genç irisi gövdesiyle bacaklarımın arasına girip beni becerirken, iki elim de külodumun içine daldı, am dudaklarımı sıkıştırıp orta parmağımı içeriye saldım. Kendimi okşaya okşaya, amımı parmaklayarak kıvrandım soğuk yatağımın içinde… İnleye inleye boşaldım.
Üzerimde bir tek zevk sularımla ıslak külotla, çıplak vaziyette, soluk soluğa sırt üstü yatıp tavana bakarken “hayat mı bu?” diye düşündüm. Ömrüm böyle mi geçecek benim? Kendimi okşaya okşaya… Yalnız… Kimsesiz… Yaşlı, anlayışsız, kıskanç, despot kocayla… Yine dört duvar üstüme kapanmaya başladı. Kendimi mezarın dibinde hissedip bunalıyordum. Nefes alamıyordum.
Aklıma Tolga geldi sonra… O da alt katta benim gibi yalnızdı. Çay… Öyle ya… Çay demlediğimi söylemiştim ona… İçeri gelmemişti… Ben gidip kapısını çalsam… Çayı ona götürsem… Seks falan aklımda değil, zaten az önce hayalimde onunla sevişip boşalmışım. İnsan gibi iki sohbet etsem… Yalnızlığımı gidersem…
Sonunda duramadım, dayanamadım… Kalktım, üzerime temiz bir külot, sütyen, dolaptan bir elbise geçiriverdim. Makyaj aynasında kendime biraz çeki düzen verdim aceleyle… Gardrobun boy aynasında kendime bir baktım, güzel… Kocamın dışarıda giymeme izin vermediği, ev içinde kullandığım eteği diz üstünde, yakası biraz dekolte elbiseyi seçmişim, nedense… Mutfağa gittim telaşlı adımlarla, çay demliğini, bardakları bir tepsiye koyup doğru aşağıya indim, kapıyı çaldım. Tolga açtı. Çekine çekine,
- “Çay demledim ama evde hiç şeker kalmamış Tolga. Sizde vardır, beraber içelim diye geldim rahatsız etmezsem…” dedim. Üzerinde eşofmanlar vardı, beni içeriye davet etti,
- “Gel abla, rahatsızlık ne demek? Ben üzerimi değişeyim sen çayı koyana kadar…” dedi.
- “Gerek yok canım, akşam saati önemli değil giyimin, rahatsız olma…” dedim. İçeriye girdim. Salonda sehpanın üzerine tepsiyi koyarak çayları hazırladım. Tolga da şekeri getirdi. Televizyonu açıp çayımızı içmeye, sohbet etmeye başladık. Söz dolandı, yalnızlığımıza geldi,
- “Ahmet abi yok galiba evde…” dedi. Adını duymak bile keyfimi kaçırmaya yetmişti.
- “Yok, o da iş için gitti, birkaç gün gelmeyecek.” dedim. Sonra dayanamayıp ekledim. “Zaten olsaydı da fark etmezdi, sürekli içkili oluyor, sızıp kalıyor… Ben de yalnız kalıyorum hep böyle…”
Sözcükler ağzımdan çıkar çıkmaz kendime geldim, neler söylüyordum ben…? Yanaklarım kızararak Tolga’ya baktım, anlayışlı sevecen bakışlarla bakıyordu bana… Başını iki yana sallayıp duruyordu, gözlerinde bana acıyan bir ifade vardı. Köşede duran bilgisayar dikkatimi çekmişti. Konuyu değiştirmek, tehlikeli sulardan uzaklaşmak için bilgisayarı bahane ettim. Bir iki soru sordum, bilmediğim birkaç şeyi açıp gösterdi bana… Öyle hoşuma gidiyordu ki bilgiç bilgiç bana anlatmaları, saatlerce dinleyebilirdim onu…
İnterneti açıp bir iki site gösterirken yanlışlıkla daha önce açtığı porno sitesi beliriverdi ekranda… Çıplak kadınlar, erkekler, her şeyleri meydanda ilişki resimleri kaplayıvermişti ekranı… Telaşla yüzü kızararak kapatmaya çalıştı açılan resimleri
- “Şey, virüs girdi galiba abla…” diye kekeliyordu bir yandan… Ben de utanıp başımı çevirdim. Evliydim ama en az Tolga kadar bilgisizdim bu konularda ve genç kız gibi utanmıştım en az onun kadar… Kalkıp gitsem mi diye düşündüm bir an, sonra vazgeçtim, kukumav gibi tek başıma oturamazdım evde… Bilgisayarı kapatıp geniş kanepede sessizce, yanyana oturduk. Neden sonra sessizliği Tolga bozdu,
- “Gül abla, özür dilerim. İnan bilerek yapmadım…”
Yüzüne baktım. Yakışıklı, güzel yüzüne… Mavi gözleri yalan söylemiyorum diyordu bana… Elimi uzatıp elinin üzerine koydum teselli etmek isteyerek,
- “Üzme kendini Tolga’cım…” dedim. “Gençsin, bekarsın… Normal böyle şeyler…”
Sanki ben çok tecrübeliymişim, çok şey biliyormuşum gibi… Bunu söylerken elinin sıcaklığı elimi yaktı adeta, hızla çektim elimi… Ne yapacağımı şaşırmıştım. O elektrikli hava bir türlü dağılmıyordu. Bir şeyler yapmalıydım.
Kalktım, çayları tazeledim. Titreyen ellerimle Tolga’ya çay bardağını uzatırken o da elini uzatınca elime çarptı, sıcak çay bardağı olduğu gibi kucağına devrildi. Canı yanarak ayağa fırladı. Eşofmanın önü çay olmuş, duman tütüyordu. Aceleyle banyoya koşturdu. Ben de üzülmüştüm çocuğun canı yandı diye… İlk şaşkınlığın ardından hemen arkasından seğirttim yardım amacıyla… Banyonun kapısını açıp içeriye daldım,
- “Tolga, canın yandı mı, nasıl oldun?” diye sorarken daha cümlem bitmeden, onun eşofmanın altını çıkardığını ve küvetin içinde duş hortumuyla kasıklarına su tuttuğunu gördüm.
Ağzım açık, donup kalmış onu izliyordum. Kaslı bacaklarının arasında kalın ve uzun bir erkeklik organı vardı. Soğuk suyun temasıyla sanırım sertleşmiş dimdik karşıya bakıyordu aleti… Tabi insan ister istemez, evde kocamın yıllardır içime sokup durduğu şeyle bu güzel erkeklik organı arasında karşılaştırma yapıyor. Ben de yaptım.
Alakası bile yoktu. Kocamın minik, kara kuru sikini bunca senedir erkeklik organı niyetine içime almıştım. Ama şu anda karşımda pespembe, kocaman başıyla, damarlı gövdesiyle bakılası, öpülesi, içime sokulası bir erkeklik organı, beni kışkırtırcasına bana bakıyordu. Tolga da donup kalmıştı. Sikini gizlemeyi, örtmeyi akıl bile edememişti. Malı meydanda, elindeki ucundan su fışkıran duş hortumunu unutmuştu zavallım… Sular yerlere akıyordu.

Ne yapacağımı bilemedim ilk anda… Donup kaldım ben de… Ama sonra içimdeki kadınlık hormonları dürttü. Hipnotize olmuş gibi birkaç adım attım gözümü ondan ayırmadan… İkimiz de konuşmuyor, birbirimize bakıyorduk. Yanına yaklaştım. O da küvetten çıkıp bana geldi aynı şekilde…
Aramızda bir karış vardı sadece… Gözlerimiz birbirine kenetlenmişti. Dudaklarım titriyordu. Gözlerimi onun uzun kirpikli, mavi gözlerinden, etli dudaklarından ayıramıyordum. Nefes alamıyordum, dudaklarımı araladım soluk almak için… Tolga titrek bir sesle,
- “Gül abla…” dedi.
Gözleri dudaklarımdaydı… İstekle aralanan, arzuyla titreyen ıslak dudaklarımda… Eğildi, öptü dudaklarımdan… Bir anda birbirimize sarılıverdik, vahşice öpüşmeye başladık. Sımsıkı kucaklamıştı beni, altı çıplak vaziyette, sertleşmiş erkekliği ince etekliğimin arasından kasıklarıma batıyordu. Dakikalarca öpüştük. Dili dudaklarımı okşuyor, nefes almak için açılan ağzımdan içeriye sokup dilimle buluşuyor, beni delirtiyordu.
Bana sarılmayı bıraktı. Dudaklarını ayırmadan eşofmanın üzerini çıkardı. Tekrar sarıldı. Ayakta, kollarında eriyordum adeta… Çırılçıplaktı. Kaslı vücuduna sımsıkı bastırıyor, ince kumaşlı elbisemin üzerinden onun sertliğini kasıklarımda duyumsuyordum.
Dizlerim titremeye başladı. Ayakta duramıyordum. Anladı ne halde olduğumu, kollarıyla tüy gibi tutup kaldırdı beni, kucaklayıp içeriye, salona götürdü. Öpüşmeye devam ediyorduk. Üçlü koltuğun üzerine yavaşça bıraktı beni… Bırakırken çıplak vücuduyla üzerime çıktı. Elbisemin incecik kumaşından onun çıplak gövdesinin ağırlığını, sertliğini, yakan sıcaklığını hissediyordum. Bir kolunu boynumun altından geçirmiş yastık yapıp vahşice dudaklarımı emerken, diğer elini elbisemin eteğine götürdü.
Bacaklarımı yavaş yavaş, okşaya okşaya eteğimin altında ilerlemeye başladı eli… Baldırlarımı, bacaklarımın içlerini, külodumun üzerinden kadınlığımı okşadı uzun uzun… İçimde volkan kaynıyordu sanki… Lavlar boşalıyordu, külodumun ıslandığını hissediyordum. Ateş gibi parmaklarını aradan sokup amımı avuçladığında dudaklarının içinde zevkle inledim. Nefes alamıyordum,
- “Ohhh… Tolga… Tolga…” diyebildim.
- “Gül abla… Çok güzelsin… Harikasın… Seninle sevişiyorum… Hep hayallerimde olduğu gibi… İnanamıyorum buna…” Aç dudakları her yerimde, dudaklarımda, yanaklarımda, kulak memelerimde, gerdanımda dolaşıyordu. Bir yandan dudakları, bir yandan klitorisimi, amımı okşayan parmakları bitiriyordu beni… Yağ gibi eriyordum kollarında…
Öpmeyi bıraktı. Doğruldu. Ne yapacak diye beklerken elbisemin önündeki düğmeleri çözmeye başladı. Sabırsız parmakları titreyerek düğmeleri tek tek açtı. Elbisemin önü tamamen açılmış, dantel sütyenim ve külodum meydana çıkmıştı. Sütyenimi zorlayan memelerimi aç bakışlarla süzdü bir an… Dayanamadım, kalkıp koltuğun üstünde diz çökerek elbisemin kollarını sıyırdım, çıkarıp kenara attım. Sütyen külot kalmıştım. Hızla atıldı, dudaklarıma yumulurken ellerini arkama, sütyenin kopçasına götürdü. Sabırsızca, koparırcasına açtı sütyenimi, memelerimi meydana çıkardı.
Sütyenin baskısından kurtulan memelerim, sertleşmiş uçlarıyla onu davet ediyordu sanki… Hayran bakışlarının altında mutlulukla kıvrandım. Kocamın pek ellemediği memelerim hala genç kız sertliğinde ve dikliğindeydiler. Eğilip önce birini, sonra diğerini ucundan öptü. Ürperdim. Dudakları birinin ucunu kavrayıp emmeye başladığında kendimden geçtim adeta, başını tutup arkaya devrildim. Genç erkeğimi kendime çektim. Şimdi süt emen bir bebek gibi mememi emiyordu.
Beynimde şimşekler çakıyordu sanki… Meme ucumdan tüm vücuduma bir zevk ürpertisi yayılıyor, kendimden geçiyordum. Bir bacağı benim üstümdeydi. Sertliği kalçalarıma değiyor, ben buradayım dercesine bedenime batıyordu. Bir mememi bırakıp diğerine saldırıyor, emiyor, avuçluyor, parmaklarının arasında sıkarken vantuz gibi ağzının içine tamamını almaya çalışıyordu. Bense altında kıvranıp duruyordum deli gibi…
Göğsümü emen dudaklar aşağıya indi… Karnımı, göbeğimi tavaf etti… Dudaklarının yanı sıra diliyle ıslak bir iz bırakıp aşağıya yöneldi. Hiç yaşamadığım şeylerdi hissettiklerim… Gözümün önünde yıldızlar uçuşuyordu… Üzerimde kalan tek giysi olan çamaşırımı, külodumu okşarcasına sıyırdı bacaklarımdan… Ve dudaklarını benim çizgi şeklindeki ellenmemiş kadınlığımın üzerinde hissettim. Sıcacık… Islak… Amımı yeni temizlemiştim. Sanki onu bekler gibi pırıl pırıl, kaymak gibi yapmıştım. Ve şimdi Tolga kaymağımı yemekle meşguldü.

Dış dudaklarımı aralayıp diliyle boydan boya gezindi amımda… Dilinin ucu bızırıma değdi, ben yerimden zıpladım. İnanılmaz bir zevk, bir şehvet dalgası sardı her yanımı… Bızırımı yaladı, emdi uzun uzun… Sonra dilini aşağıya indirdi, parmaklarıyla dış dudaklarımı aralayıp içime soktu. Islak ve sıcak dilini olabildiğince içime gömdü. Hava almaksızın dudaklarını kapattı amıma… Amımı emerken dilini içeride oynata oynata içimi okşuyordu. Bu arada ıslak parmağıyla klitorisimi okşarken, diğer elinin bir parmağı arka kapımı yoklamaya başladı.
İşte o anda kendimi kaybettim. Böyle bir zevk yaşamamıştım ömrümde… Tüm vücudum kasılmaya, dalgalanmaya başladı… Hala sıcak dili amımdaydı. Parmaklarını kalçalarıma geçirmiş, kaçıp kurtulmamı engellemek istercesine sıkıyor, beni hareketsiz bırakmaya, dilinin verdiği zevki devam ettirmeye çalışıyordu. Öyle bir orgazm yaşıyordum ki, kendimi ölmüş, bulutların üzerine çıkmış gibi hissediyordum adeta… Kalçalarım yatağı dövmeye başlarken amımı emmeyi bıraktı, yukarıya çıktı. Eliyle memelerimi sıkarken dudaklarını benim nefes almaya çalışan açık dudaklarıma kapattı. Ölüyordum zevkten… Durmaksızın inliyor, kısık çığlıklar atıyordum,
- “Oohhhh… Tolga… Dayanamıyorum Tolga… Ölüyorummm… Ne yaptın bana sen… Nasıl zevk bu… Erkeğimm… Aşkımm… Ooohhhh….”

Neden sonra sarsıntılar hafifledi, azaldı, sona erdi. Kendimi halsiz, yorgun bir halde Tolga’nın kollarına bıraktım. Hiç böyle bir zevk yaşamamıştım ömrümde… Hala su içinde kalmış, ıslak amımı okşayan elinin üzerine elimi koydum minnetle… Gülümsedim…
- “Öyle güzelsin ki Gül abla…” dedi hayranlıkla…
- “Teşekkür ederim” dedim. “Hiç böyle bir zevk yaşamamıştım. Hayatımda bir erkekle yaşadığım ilk gerçek orgazmım bu benim…” Gözleri açıldı, bana baktı,
- “Nasıl? İnanmıyorum sana.. Ahmet abi?”
- “Ahmet abin hiç böyle yapmamıştı… Böyle sevmedi beni hiç… Ahmet abin her zaman içime girer, bir kaç git gel ve sonra kendi boşalır, beni düşünmeden uyur sızar kalır…” dedim. Sonra elimi uzatıp yarı kalkmış durumdaki sikini okşadım, utanarak ilave ettim. “Değil senin yaptığın gibi amımı yalamak emmek, adamakıllı sevişmedi bile…” Okşamalarım yarı kalkık sikini sertleştirmiş, dimdik olmuştu. Kıvrandı,
- “Sen de yalamak ister misin Gül abla?” dedi çekingen bir tavırla… İstediğini yapmayacağımdan, tersleyeceğimden korkar gibiydi. Gülümsedim,
- “Hiç yapmadım bunu Tolga… Ama madem sen beni bu kadar mutlu ettin, sana bunu borçluyum aşkım… Ne istersen yaparım senin için…” dedim. Doğrulup dudaklarından öpmeye başladım, gezine gezine boynuna, göğsüne, sert karnına kadar indim. Kasıklarına başımı eğdim, güzel sikini elimle tutup hayran hayran baktım. “İlk defa yapıyorum bunu… Beceremezsem sen yönlendir beni…”
Dilimi çıkarıp ucuyla boydan boya yaladım erkekliğini… İyice sertleşmiş, damarları parmak gibi kabarmıştı ellerimin arasında… Dilimin ucunu kabarmış kan damarlarında, yumruk gibi başında, şapkasının kenarlarında gezdiriyordum ıslak ıslak… Eğildim, aşağıya indim, taşaklarını dudaklarımın arasına alıp yumurtalarını emer gibi yaptım. Kıvranıyordu ben bunları yaptıkça, inliyordu… Yukarıya çıktım. Ağzımı kocaman açıp sikinin iri başını ağzımın içine almaya çalıştım. Dişlerim canını yaktı sanırım, inledi.
- “Özür dilerim aşkım… İlk defa bir erkeğin sikini ağzıma alıyorum… Kusura bakma…” dedim kısık sesle…
- “Önemli değil Gül abla…” dedi. “Ben de şimdiye kadar birkaç orospuyla, parayla seviştim sadece… Hiçbir kadın da bunu yapmamıştı bana… Sikimi ağzına alıp emen olmadı şimdiye kadar… Devam et sen…” derken parmakları saçlarımın arasında dolaşıyordu.

Bu beni daha da ateşledi. Dudaklarımı daha da açıp ağzıma aldım başını… Şapır şupur bebek emziği gibi emmeye, dilimle içimde yalamaya başladım. Tolga da başımdan tutup kendine bastırıyordu. Böylece koca erkekliği ağzımın içinde kaybolmaya, yavaş yavaş ağzımın derinliklerine kadar girmeye başladı. Gözleriyle beni izliyordu. Ben de onun zevkten kısılmış gözlerinden gözlerimi ayırmadan işimi yapıyor, onun yönlendirmesiyle sikini sonuna kadar ağzımın içinde kaybetmeye, onu zevkten eritmeye çabalıyordum.
Belki bir on dakika böyle emdikten sonra kasılmaya başlamıştı ki birden kalktı yerinden, beni sırtüstü yatırıp üzerime çıktı, sikini tekrar ağzıma soktu. Başım iki dizinin arasındaydı. Saçlarımdan tutup sonuna kadar kendine çekti. Dudaklarım kasıklarına değdi. Nefessiz kalmıştım. Başımı sallayıp kurtulmaya çalıştım. Erkekliğinin kafası bademciklerime değiyordu, boğazımdan içeriye girmişti sanki… Saçımdan tuttuğu parmaklarıyla başımı geriye çekti, nefes almamı sağladı, sonra tekrar gömdü. Kalçalarını ileri geri oynatıyor, ağzımı siker gibi gidip geliyordu.
- “Ohhh… Gül ablaaa… Harika emiyorsun… Delirtiyorsun beni… O minicik ağzında nasıl kaybettin benim yarağımı… Aaahhhh… Harikaaa…” diye feryat ediyordu bir yandan…
Benimse cevap verecek halim yoktu. Ağzımın içinde kocaman bir yarakla nefes alamadan ağzımdan sikiliyordum. Tam boğulacak gibi olduğum anda sikini ağzımdan çıkarıyor, bir parça nefes almamı sağlıyor, sonra tekrar sikini ağzıma gömüyordu. Kendimi kurtarmak için ellerimi kalçalarına sarmış, tırnaklarımı kabalarına geçiriyordum. Ama tırnaklarımın acısı bile engel olmuyordu erkeğime ve beni ağzımdan sikmeye devam ediyordu.
Sonunda kasılmaya, döllerini ağzımın içine püskürtmeye başladı. Kaçmak istedim, bırakmadı. Döllerinin son zerresine kadar ağzıma, boğazımdan içeriye boşalttı titreye titreye… Baskıyı hafifletmişti. Ben de olan oldu diyerek tadı pek hoşuma gitmese de erkekliğini emdim, son damlasına kadar menilerini boşalttım içinden… Sonra dışarıya çıkardım. Oysa aksine ağzıma boşalmaktan mest olmuştu.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)